Unofficial subreddit for TwoSet Violin, for all you TwoSetters out there who aspire to one day be the world's next Ling Ling. Show us your best dank memes & videos of you shredding. The TSV team do not moderate this subreddit.
Linux introductions, tips and tutorials. Questions are encouraged. Any distro, any platform! Explicitly noob-friendly.
A subreddit for discussions and news about gaming on the GNU/Linux family of operating systems (including the Steam Deck).
Brief English text: Our traditions are many, and one of them is our language. Yet there isn't one Georgian language, but dialects. Among us we speak many dialects that are distinct, though there aren't plenty of resources to learn them I'm afaid, off we go to our villages dear lads and lasses. Or you may learn standard Georgian and then read the linguistic literature on this topic and learn the bits (not as hard as it sounds once you get there), there are studies on dialectology of Georgian language which also cover our many dialects. How easy it sounds, right? I'll write this post in Turkish since the audience would rather take it that way.
Asıl Türkçe post: Gürcü gelenekleri pek çok, bunlardan biri ise dilsel gelenek, yani dilimiz. Bu güzel dil aslında tek bir dil değil, pek çok lehçeden (diyalektten) oluşuyor. Lehçeler kelime hazneleri, telaffuz, gramer gibi esaslar itibariyle birbirlerinden ayrılırlar. Bizde de her yörenin insanı kendi lehçesiyle, şivesiyle konuşurdu: Acara lehçesi, Macahel şivesi, Çürüksu (Gurya) lehçesi, Şavşat'ta İmerhev lehçesi, Ardanuç lehçesi, Yusufeli lehçesi ve sair. Dilimizi, lehçelerimizi öğrenip güzelleştirmenin iki yolu var, ya paşa paşa ana babamıza, dede ninemize vakit ayırıp bir yandan işlerini hallederken bizimle muhabbet etmelerini isteyeceğiz ya da bizimkilerden bir miktar farklı olan Tiflis lehçesi üzerine esas edilmiş standart Gürcüceyi, kendi ifadesiyle Kartli lehçesini ("kartuli ena", Kartli bölgesinin dili yahut "Gürcüce" -bizim lehçelerimizde ise "gurculi ena" veya "gurcuca"-) yeterince öğrenip bu dildeki akademik çalışmalardan faydalanıp dilersek diğerlerini faydalandıracağız.
Bazı -facebook, youtube vs- sosyal medya ortamlarında lehçelerimize dair örnekler var az da olsa. "genatsvale.wordpress.com" dışında Türkçe hizmet sunan sistemli bir site bilmiyorum malesef (övmekle bitmez bir hizmet). Ancak "dspace.nplg.gov.ge" adresinde ve bilinen akademik ortamlarda bilhassa standart Gürcüce ile yazılmış pek çok akademik metin mevcut:
- çveneburebis kartuli (put'k'araz'e)
- aç'aruli dialekt'i (nijaraz'e)
- kobulur-aç'aruli dedabrulo h'eli (h'ah'ut'aişvili) -yazı hakkında-
- dialekt'ologiuri k'rebuli -dergi-
- z'veli kartuli enis gramat'ika (şaniz'e) -eski gürcüce-
- turkizmebi kartuli enis samh'rul dialekt'ebşi (çoh'araz'e)
- samh'ruli k'iloebi - brunebisa da uğlebis z'iritadi p'aradigmebi (pağava, tsetsh'laz'e)
- kartuli enis geograpia turketşi (çoh'araz'e)
- kartvelur ena-k'ilota gandasebis sak'ith'ebi (put'k'araz'e, dadiani, h'aç'ap'uriz'e)
- kartuli dialekt'ologia 1, 2 (corbenaz'e)
- kartveli h'alh'is etnologiuri leksik'oni aç'ara (mgelaz'e ve diğerleri)
- kartvelur-turkul samet'qvelo k'odta şerevis k'anonzomierebebi kartvelurenovani muhacirebis ştamomavalta met'qvelebis mih'edvit (put'k'araz'e ve diğerleri)
- sit'qvats'armoebis tavisebureba t'ao-k'larcul met'qvelebaşi (surgulaz'e)
- etnograpiuli zeda maç'ax'eli (guceciani ve diğerleri)
ve daha fazlası.
- Mixing Georgian-Turkish Spoken Codes According to Fillers (Yusufel Region, Turkey) [sic] (Dadiani, Mikautaz'e)
gibi az sayıda İngilizce çalışma ile Türkçe literatürde bazı gramer ve sözlük kitapları ile çok az sayıdaki akademik eser de listeye dahil edilebilir. İnternette kimi örneğini bulabileceğiniz, seçmeli Gürcüce dersi (yasal olarak kendine has bir komedi vakası) için hazırlanmış ders kitapları malesef standart Gürcüce ile hazırlanmış. Standart Gürcüce için işinize yarayabilir ancak dedeniz ninenize okusanız pek bir şey anlamazlardı okuduklarınızdan, haberiniz olsun, lehçe farkı o düzeyde yani genelde. Yine de hazırlayanların emeği geçenlerin eline sağlık, nankörlüğün lüzmu yok.
Dilin genel konuşulma durumu şöyle: köyde doğup büyümüş ve bugün (2024 yılı itibariyle) ekseriyeti yaşlılığa yakın orta yaşlı ile hayli yaşlı kesim tarafından temsil edilen grup -pratik yapıp konuşma alışkanlığını canlı tuttukları sürece- Türkçe kadar iyi bilirler Gürcüceyi, ancak çoğu basit muhabbet dışında nadiren kullanıyor dili. Onların erken yaşta veya gençken şehre göçmüş çocuklarının çoğu Gürcüce'yi duyup anlayabiliyorlar ancak konuşmaları zayıf, pratiğe ihtiyçları var hızlanmak için. Onların şehirli çocukları ya birkaç kelime biliyorlar ya da hiç bilmiyorlar. Bu konuda basit ama iyi temsil kuvvetine sahip kısa ve öz bir çalışmayı "Türkiye'deki Gürcüler ve Konuşurlarını Kaybetmekte Olan Dilleri - M. S. Ertek (2013)" adlı değerli makalede bulabilirsiniz.
Dil ev hayvanı değildir, muhabbet kuşu değildir evde konuşup yaşatasınız. "Dilini evinde istediğin gibi konuş, dışarda konuşma" demek "dilini unut, dilin yok olsun" demektir. Dilin yaşaması için tam teşekkülünü koruması, dilin ifade gücünün korunması ve hayatın her alanında kullanıma hazır olması icap eder. Dili yıllarca duymadan veya dizinizi kırıp eşek gibi çalışmadan öğrenemezsiniz, öğrendikten sonra kullanmadığınız takdirde de hiçbir işe yaramaz ve unutursunuz, vaktinizi israf etmişliğinizle kalırsınız. Gürcüce, az önce bahsettiğim ikinci jenerasyona değin bu memlekette tam teşekkülünü korumuş, ikameye ihtiyacı olmayan bir dildi, Gürcücemiz; şimdi ise yok olmak üzere, diğer tüm geleneklerimizle beraber. Meraklıları için şimdi basit bir kılavuz yazıp bırakıyorum buraya, olur da öğrenmek isteyen olur ve işine yarar diye.
St. Gürcüce (standart Gürcüce) 33 harf ve bunlara karşılık gelen seslerle yazılıp konuşuluyor. Asomtavruli denen eski yazı, zaman içinde birkaç kez tarz değiştirip bugün Mh'edruli ya da Mrglovani denen son şeklini alıyor, bu sistemde kelimeler neredeyse her zaman yazıldığı gibi okunur ve söylendiği gibi yazılır (sağdan sola). En eski tam metin örnekleri 5. asırdan olsa da kuvvetle muhtemel Gürcüce birkaç asır evvel yazılmaya başlamıştı ve civarda yazı geleneği -başka dillerde olacak şekilde- çok daha geriye gidiyordu; yazı ihtiyaç doğrultusunda icat olunup kullanılır. Gürcü dilinin bilinen akrabaları sadece Lazca, ona çok benzeyen Megrelce ve bir de Svanca. Eski Gürcüce muhtemel ki önce bugün Türkiye'nin kuzeydoğusunda izole oldu ve Lazca ile ayrıştı, sonra konuşanları bugünkü doğu Gürcistan'a ve sonra oradan bugünkü batı Gürcistan'a göç ettiler (ve bu hamleyle Lazca ile Megrelce konuşanları birbirlerinden coğrafi olarak kopardılar).
Pek çok lehçesi olan Gürcüce'yi şimdi genel özellikleri ile tarif edeceğim ki olur da öğrenmek isterseniz neyle karşılaşacağınız hakkında bilginiz olsun. Arada kendi lehçelerimize dair de birkaç istisnadan bahsetmeye çalışacağım farklılıkları vurgulamak için. Aşağıda kimi kuralları verirken basitçe geçiyorum ancak verdiğim kuralların istisnalarının olduğunu lütfen unutmayın, dilin tüm gramerini burada aktarmam zaten teknik olarak mümkün değil, Türkçe'den farklı olarak çok düzensiz ve istisnalı bir dil Gürcüce.
Kartvelian gibi sub'lardan da yardım alabileceğinizi unutmayın. Elbette bir İngilizce, Almanca, Arapça değil ancak artık Gürcüce yaşızabileceğiniz yapay zekalar bile türedi, kaynak miktar ve kalitesi yeterli düzeye erişti.
Gürcüce'yi Türkçe ile benzerliği üzerinden tarif etmek mümkün. Türkçe gibi, kelimeler "isimler, isimleri niteleyen sıfatlar, isimlerin yerine onları temsil eden zamirler, fiiller, fiilleri niteleyen zarflar, kelimeleri bağlayan edatlar, cümlecikleri bağlayan bağlaçlar, ve 'hey!' gbi ünlem ifadeleri" şeklinde sınıflanabilir. Bir de bunlara gelen "ek"ler var tabii. Bunları Türkçe üzerinden örnekleyeyim ve açıklayayım.
İsim: cümlede herhangi bir işi yapan yahut o işten etkilenen "şeyler"dirler: Ev (sah'li), kedi (k'at'a), pencere (pancara), kadın (kali), sik'ete (iyilik) ve sair.
Cümlede işlevlerine göre hâl ekleri alırlar, Türkçedeki gibi: "k'at'as vh'edav." (Kediyi görüyorum.) veya "k'at'a h'edavs." (Kedi görüyor.)
İsimler yalın hâl, yönelme hâli, araç hâli, zarf hâli, yapan hâli (ergative case), sahiplik hâli ve seslenme hâlinde bulunurlar.
Genelde yalın hâlde isme -kökü ünsüzle bitiyorsa- -i eki getirilir -ve ünlüyle bitiyorsa ek gelmez-. Yönelme hâlinde -s eki gelir -bizim lehçelerimizde bazen bu hâl, ekin olmayışıyla belli olur, Türkçe'deki yalın hâl gibi-. Araç halinde -it eki, zarf hâlinde kökünün ünsüz/ünlü ile bitişine göre -ad/-d eki, yapan hâlinde keza -ma/-m eki, sahiplik halinde keza -is/s eki ve seslenme halinde de -o veya -v eki getirilir. Sırasıyla -kökü "k'at'a" olan- kelimenin çekimi: k'at'a (kedi), k'at'as (kediye), k'at'ait (kediyle), k'at'ad (kedice), k'at'am (kedi), k'at'is (kedinin), k'at'av! (kedi!)
İsim çoğul olacaksa köküke -eb eki gelir, sonra hal ekleri gelir: k'at'ebis (kedilerin) -evet bu bir istisna misal, kökteki son "a" düşüyor-.
(ismin yalın, yönelme ve yapan halinin hangisinin özneye, dolaylı nesneye ve dolaysız neseneye denk geldiği fiil çekimine göre değişen bir durum, yukarıdaki tarif ismin şimdiki, geniş ve gelecek zamana göre çekildiği durumlar için geçerli)
Yalın hâl, yönelme hâli ve yapan hâli isimlerin özne veya nesne oluşlarını belirtir. Şimdiki zaman ve gelecek zaman ile çekilen fiillerde özneler (işi yapan şeyler) yalın hâlde, dolaysız/doğrudan nesneler (yani işin üzerlerinde yapıldığı, değiştirilen şeyler) ile dolaylı nesneler (işin kendisi için/uğruna yapılan şeyler) yönelme halinde çekilirler. Dolaylı ve dolaysız nesneler arasındaki fark bağlamdan çıkar (Türkçe'de ise dolaysız nesneler belirtme hali alırken dolaylı nesneler yönelme hali alır genelde):
Me megobars k'at'as gavugzavnep. (Ben arkadaş(ım)a kedi göndereceğim) -Macahel şivesinde "gönderirim"-
Fiil geçmiş zaman yahut dilek kipi ile çekilirse özne yapan hâl, dolaysız nesne yalın hâl ve dolaylı nesne yönelme hâli ile çekilir:
K'at'am tagvi megobars gaugzavna. (Kedi fareyi arkadaş(ın)a gönderdi.)
Fiil -mışlı geçmiş ile veya bundan türetilen diğer zamanlarla çekimlenirse özne yönelme hâli, dolaysız nesne yalın hal eki alır ve dolaylı nesne bir ek (yani edat) ile belirtilir:
K'at'as tagvi megobaristvis gaugzavnia. (Kedi fareyi arkadaş(ı) için (yani arkadaşına) göndermiş. -Macahel şivesinde "... megobaristin guugzavniya"-
Sıfat: Türkçe'deki gibi, isim olan şeyleri niteleyerek onları birbirlerinden ayırt etmeye yardımcı olurlar: lamazi (güzel), ç'k'viani (akıllı), tsarieli (boş), çkari (hızlı), k'argi (iyi) ve sair.
İsimleri nitelerler, Türkçe'dekinden farklı olarak niteledikleri isme hâl olarak uyarlar:
Lamazi kali ç'k'vian biç's uqurebs. (Güzel kadın akıllı oğlana bakıyor.)
Dikkat edin, Türkçe cümlede eğer aynı kural geçerli olsaydı "akıllıya oğlana bakıyor" diyecektik. Türkçe'de böyle bir durum yok: akıllı oğlan, akıllı oğlana, akıllı oğlanı, akıllı oğlanda, akıllı oğlandan.
Sıfat isme uyarken isim çoğul da olsa çoğul olmaz, ancak hâl açısından uyar:
ç'k'viani biç'i (akıllı oğlan) ç'k'vian biç's (akıllı oğlana) ç'k'viani biç'it (akıllı oğlanla) ç'k'vian biç'ad (akıllı oğlanca, akıllı oğlan edasıyla) ç'k'vianma biç'ma (akıllı oğlan) ç'k'viani biç'is (akıllı oğlanın) ç'k'viano biç'o (hey akıllı oğlan!) ve keza ç'k'vianma biç'ebma (akıllı oğlanlar)
Sıfat, isim gibi yalnız görünebilir, o zaman isim gibi davranır ve ek alır, aynı Türkçe'deki gibi: Lamazi ç'k'vians uqurebs. (Güzel, akıllıya bakıyor.)
Zamir: ben, sen, o gibi şeyler, Türkçe'deki karşılığıyla:
me (ben), şen (sen), is (o), çven (biz), tkven (siz), isini (onlar).
ve çemtavi (kendim), şentavi (kendin) mistavi (kendi), çventavi (kendimiz), tkventavi (kendiniz), mattavi (kendileri)
ve igi (şu), igini (şunlar), es (bu), eseni (bunlar) -ve sair-
ve bunların kendi hâl çekimleri var. Örneğin me zamirinin sahiplik çekimi "meis" değil "çemi", ancak eğer isim gibi davranırsa (Türkçe "benimki" gibi) o zaman "çemisi" olur. Hâl çekimleri bir ölçüde isimlere benzer ancak ayrıca öğrenilmesi lazım.
Şe, çemi megobari am gogostan lap'arak'i unda. (Hey sen! Benim akradaşım bu kızla konuşmak istiyor.) -konteksti salladım, uydurun bir şeyler-
Edat: İngilizce preposition diye geçen elemanlar bu edat dediğimiz arkadaşlar işte. Kullanıldığı kelime grubuna spesifik bir anlam katar ve böylelikle anlamı derinleştirirler. Türkçe'den "sonra, sadece, rağmen, ile" gibi örnekler verebiliriz. Bunlar genelde ismin tek bir hâli ile kullanılırlar, misal "senDEN sonra" derken olduğu gibi 'sonra' edatı ayrılma hâli ile beraber kullanılır. Gürcüce de böyledir, bazı örnekler:
lap'arak'is şemdeg (konuşmanın ardından, lap'arak'i + sahiplik hâli) kaltan (kadınla, kali + yönelme hâli) megobris mier (arkadaş(ım) tarafından, megobari + sahiplik hâli) zğvaşi (denizde, zğva + yönelme hâli) magidaze (masada, magida + yönelme hâli) sah'lis mimart (eve doğru, sah'li + sahiplik hâli)
ilgili hâl ekleri eklenirken bazı çekimler istisna oluşturup öyle günümüze gelmişler, örneğin eskisen "zğvas şida" gibi kullanılan edat, ifade değişe değişe "zğvaşi" şeklinde kullanılır olmuş.
Pisuna dedis z'uz'usk'en midis. (Kedicik anasının memesine -doğru- gidiyor.)
Bağlaç: Cümlecikleri veya ifadeleri aralarındaki ilişkiyi gösterecek şekilde birbirlerine bağlarlar, Türkçe'deki "ama, çünkü, belki, yine de" gibi ifadeler örnek verilebir. Örneğin:
tu (eğer) - st. Gürcüce'de gelecek zaman çekimiyle kullanılır-, magram (ama), albat (acep, belki), ikneb (belki, olur da), ase (böyle), isev (yine) ve sair.
Mitkvams, magram ar gah'sovs. (Söylemiştim, ama hatırlamıyorsun.)
veya İkneb ar gamibrazebs. (Belki beni kızdırmaz.)
Ünlem: Bunlar herhangi bir hissi, duyguyu muhataba aktarmak için kullanılan ifadelerdir, Türkçe "vah vah!" gibi, misal bunun st. Gürcüce karşılığı "vai me!" olur.
Vaşa, çvenma bavşvebma gaimarcva! (Yaşasın/Hah, bizim çocuklar kazandı!)
Zarf: Fiilin nasıl gerçekleştiğine dair bilgi verirler, benzer bir eylemi diğerinden ayırmada yardımcı olurlar. Türkçe'de "çabuk, iyice, doğruca, birden, aniden" gibi örnekleri vardır, çok çeşitlidirler.
Çkarad modio. (Çabuk gel, dedi.) -çkara da denebilir-
veya K'argad iqavi! (İyi ol! -veya- İyice ol!) -Hoşçakal, demek için de kullanılır-
veya Sah'lşi ertad movdiodit. (Eve beraber dönüyorduk.)
Fiil: "Ğmertma degveh'maros" diyerek çalışmaya başlamanız tavsiye olunur, Gürcüce'yi nevi şahsına münhasır yapan konu fiillerdir zira. Türkçe'ye büyük oranda benzer ama daha düzensiz ve çok daha nüanslıdır Gürcüce fiiller. Türkçe gibi zamana ve özneye göre çekilirler, etken/edilgen farkı ve dönüşümü vardır, farklı da olsa keza kipler mevcuttur; ancak bundan öte Gürcüce fiiller kökleri itibariyle görüntüde biraz veya tamamen değişken olabilirler (Türkçe "DE-" kökünün "Dİyorum" şeklinde çekilmesi, biraz bozulmaya örnektir), fiilde doğrudan nesne ve dolaylı nesne de özne gibi eklerle gösterilebilirler, bazı ekler bazı fiillerde normal işlevlerinin ötesinde beklenmedik fonksiyonlar gösterebilirler ve sair. Biraz açayım.
Daha önce ismin hâlinin özne ve nesnelerle olan bağlantısından bahsetmiştim, bu hâllere tekabül eden ve fiile önden ve sondan veya hem ön hem sondan eklenen ekler vardır, keza bu eklerden bir dizisi misal -mışlı geçmiş zamanda (yönelme hâlindeki) özneye karşılık geliyorken şimdiki zamanda (yönelme halindeki) dolaylı nesneye karşılık gelebilir:
Mİ-tkvams (BEN söylemişti-M) ancak; Mİ-ts'ers (o BANA yazıyor) -hatırlayın, fiilde nesne gösterilebilir, bu ikinci fiilde sondaki "s" sesi üçüncü tekil şahsı (O) özne yapıyor-
bu özne ve nesne eklerinin tümüne "şahıs eki" denir. V-serisi, M-serisi, U-serisi ve E-serisi şahıs ekleri vardır ki bunların bazen kombine edilmesi gerekir ancak her kombinasyon -Baskça'nın aksine- mümkün değildir. Bir de az kullanılan H-serisi ekler vardır ki bunlar bizim lehçelerimizde kaybolmuşlardır.
V-tkvi (dedim) V-tkvi-t (dedik) tkv-a (dedi) tkv-es (dediler)
veya mi-qvar-S (ONU seviyor-um) gi-qvar-VAR (BENİ seviyor-sun) u-qvar-S (ONU seviyor)
veya damalavS (O onu saklayacak) daUmalavs (o onu O KİŞİDEN saklayacak) daİmalavs (o KENDİNİ saklayacak) daVmale (BEN onu sakladıM) daMİmalavs (BEN onu saklamışıM) daimaleba (o saklanacak) daEmaleba (o O KİŞİDEN saklanacak) daMEmaleba (o BENDEN saklanacak) damalulan (onlar saklanmışlar) daVmalulVAR (BEN saklanmışıM) daVmalviVAR (BEN ondan saklanmışım) [sanırım anladınız, daha da karışıklaştırabilirdim ama galiba gerek yok]
Kökünde "e" ünlüsü olan bazı fiilerde bunu "i" 'ye çeviririz geçmiş zaman çekimlerinde: "uk'BENs" (onu ISIRıyor) ama "mik'BİNa" (beni ISIRdı).
Az sayıda bazı fiiller çekimde tümden değişirler: "zis" (oturmakta), "sh'edan" (oturmaktalar).
Bazı fiillerde nesnenin sayısı, yani işlemin tek şeye veya tek sefer mi yoksa birden fazla defa veya birden fazla sefer mi yapıldığı şahıs ekleriyle değil, fiil önekleriyle (verbal prefixes) belirtilir, misal "da-" öneki dolaysız nesnenin çoğulluğuna delalet edebilir bazı fiilerde: "gak'ida" (onu astı) ama "dak'ida" (onları astı). halbuki bu normalde şahıs ekleriyle belirtilir: "gmadlob" (sana teşekkür ederim, -bana sevabın dokundu anlamına gelir aslen-) ama "gmadlob-T" (SİZE teşekkür ederim, -eski anlamıyla bana sevabın-IZ dokundu demek-).
Bu pek sayılı fiil önekleri fiilin anlamını değiştirebilir, fiile tamamlanmışlık anlamı katabilir, fiilin işlendiği yer-yönü belirtebilir yahut fiilin zaman çekimini değiştirirken kullanılabilirler -varlık ve yokluklarıyla-. Keza nadiren geçişsiz bir fiili geçişli yapabilirler.
"davts'er" (yazacağım) ama "v'ts'er" (yazıyorum), veya "movdivar" (geliyorum) ama mivdivar (gidiyorum) gibi, yahut "gadavts'er" (yeniden yazıyorum) gibi.
Kip çekimleri de mevcut, ancak detaylıca bahsetmeme gerek yok sanıyorum. Buraya kadar anlattıklarımla bizim lehçelerimiz arasında farklılıklar olduğunu unutmayın lütfen, araya bazılarını sıkıştırdım sadece, çoğu Macahel şivesinde zaten okuduğunuz üzere. Neyle karşılaşacağınıza dair fikriniz olsun yeter.
"vak'eteb" (yapıyorum) lakin "vak'etebineb" (yaptırıyorum), veya "vh'at'av" (resmediyorum lakin "vah'at'av" (onun üzerine resmediyorum) gibi.
Sentaks ve sair: İsimler çoğul halde çekilirken st. Gürcüce'de ekstra bir dizi ek kullanılabilir, yani onlarda ismi çoğul halde çekmenin iki yolu vardır ve bu ikinci yolu resmî/dinî/ilmî hususlarda kullanırlar: "turkebis carebi = turkta carni" (Türkler'in orduları). İsim çoğul değilken tek set ek vardır, ayrım yoktur.
Sıfat ve zarfları üstün halde göstermek için "upro, uprosi, met'i, umet'esi" (daha, pek daha) gibi edatlar kullanılabilir ve yerine göre karşılaştırmada sıfat ve zarftan sonra "vidre" (İngilizce "than", Türkçe "-e kıyasen/-den daha") getirilir: "şeni tma upro grdzelia vidre çemi tma." (Senin saçın daha uzun benim saçıma kıyasen.) -Macahel şivesinde upro yerine impo denir-. Burada "vidre" kullanmayıp kıyas edilen nesneye "-ze" edatı getirebilirsiniz, o zaman cümle aynı anlama gelecek şekilde şöyle kurulurdu: "şeni tma upro grdzelia çem tmaze".
Gürcüce'de cümle düzeni Türkçe gibi dağınık olmakla beraber bazı kalıplar daha sık kullanılır. Bazı kalıplara bazı durumlarda daha çok başvurulabilir (özne-nesne-yüklem).
İsimden fiil, fiilden isim, sıfattan fiil, fiilden zarf ve sair elde edebilirsiniz ancak bunu en iyi dilbilgisi kitaplarından öğrenmelisiniz, Türkçe kadar çeşit barındırır, ancak düzenlidirler diyemem.
Evet/Hayır sorusu, son hece vurgulanarak sorulur.
Yukarıda verilen zamir ve zarfların soru versiyonları olduğunu unutmayın:
Vin şedis? (Kim giriyor?) veya Rodis moh'da (Ne zaman oldu?) gibi.
Sayıların çoğu sıfattır, eklerle detaylandırılırlar:
sami (üç), mesame (üçüncü), mesamedi (üçte bir) ve sair.
Birler ve onlar basamakları 20'nin katları şeklinde sayılırlar, 10'un katları şeklinde değil:
ori (2), rva (8), ati (10), tormet'i (12, on-iki-daha) -eskiden "atormet'i" şeklindeydi ama baştaki "a", yani "ati (10)"nin a'sı düşmüş zamanla-
otsi (20), otsdaoth'i (24, yirmivedört) ama otsdaati (30, yirmiveon) ve otsdateksvmet'i (36, yirmi-ve-on-altı-daha)
atas rvaas otsdatsh'ra (1829, bin sekizyüz yirmi-dokuz-daha). binler ve yüzler basamakları yönelme hâliyle çekilir.
Bazı kelimelerin kısaldığını bilin: misal "rom" (-öyle- ki) edatı "ro" diye kısaltılabilir, ya da "ra vitsi" (ne biliyorum/bileyim) ifadesi "ravi" diye kısaltılabilir:
Me ro şentan viqavi... (Ben ki seninle iken...)
veya Dialekt'ologiao, me es ravi biç'o? (Lehçebilim mi, ben ne bileyim onu evlat?)
[Burada gördüğünüz gibi bir ifadenin sonuna "-o" eki gelince o ifade doğrudan aktarma anlamı/işlevi kazanabilir.]
"Bilmek" fiili hangi zamanla çekilirse çekilsin özne-dol.nesne-dol.sız.nesne hâl dağılımı geçmiş zaman çekimi gibi yapılır, misal:
Datvma itsis rom tsiqvi sul t'quis. (Ayı bilir ki sincap hep yalan söyler.) -Macahel şivesinde sincap "teyini" veya "t'riya" olur-
Kendinden sonra ünsüz gelip kelime başında olan, ve kendinden önceki ünlüye ulama ile bağlanmayan "m" ve "v" seslerinin telaffuz edilmediğine şahit olabilirsiniz. "vk'ith'ulob" (okuyorum) ile "k'ith'ulob" (okuyorsun) arasında telaffuz farkı duymayabilirsiniz. Keza "mtsiva" (üşüdüm) ifadesini de "tsiva" şeklinde işitebilirsiniz.
Lehçelerimize Dair: Büyüklerimiz her taraftan göçmüşler; Çürüksu (Guria), Batum, Macahel, Acara, Livane, Yusufeli, Şavşat, Ardanuç, Ahıska ve başka yerler... Hepsi kendilerine has bir şive veya lehçeyle konuşurlardı. Ufak bir şehirli ve eğitimli azınlık hariç pek Türkçe bilenleri yoktu. Buralara varınca kimi okulda, kimi de komuşularında işlerine yarayacak kadarını öğrenmişler. Bu mevzuya yukarıda değinmiştim, ancak lehçelerimizin detaylarına ya ilgili makalelerden ya da büyüklerimizden öğrenebiliriz. Bu bir yana, şimdi diğer mevzular.
Her şeyden önce bizim lehçelerle Tiflis'te duyacağınız Gürcüce arasında ciddi telaffuz varkı vardır. Daha sert konuşurlar, bizim t' k' p' ç' ts' gibi 'ejective/patlatmalı' seslerimiz yumuşaklıktan ötürü onların d g b c dz seslerine benzer. Onların q sesi bizimkine kıyasla çok daha kuvvetli ve gırtlaksıdır. Bizim lehçelerimizde daha yavaş konuşulur ve cümleler kısa ve öz tutulur, araya kelime sokuşturulması -"yani, ee, bilirsin, işte, şey" gibi- pek hoş karşılanmaz (idi eskiden).
"a e i o u" ünlüleri ağız geniş açılmadan telaffuz edilir ama Fransızca konuşur gibi çok kısılmaz da. Dil rahat tutulur ve ağzın çok önüne ya da arkasına gitmez.
"b c d g h j l m n s ş v y z" sesleri sakince telaffuz edilir, genel olarak konuşurken Rusça, Fransızca, Ermenice konuşur gibi ağızdaki kaslar çok gerilmez. Türkçe karşılıkları ile aralarındaki fark yok denecek kadar azdır veya yoktur.
"r" sesini eskiler "i" ünlüsünden evvel geldiğinde neredeyse "y" 'ye asimile ederlerdi dolayısıyla "lap'arik'op" (konuşuyorsun) kelimesini "lap'ayk'op" diye duyardınız, diğer r sesleri de Amerikan "r" 'si kadar geriden olmasa da dil damağın tepesine değmeden yuvarlanarak çıkarılırdı. Yeni nesiller Türkçe "r" gibi damağa bir kez hafif vurdurarak Türkçe "r" gibi telaffuz etmeye başlamışlar.
"ts" sesi Almanca'daki Z sesine ve Rusça'daki Ц sesine denk gelir, keza İngilizce "tsunami" denirken duyabilirsiniz. "t" sesini pat diye çıkarırız, "sssssss" gibi sürekli çıkaramayız, ancak "t" sesini "sssssss" gibi sürekli çıkarmaya çalışırken "s" 'ye birazcık benzetirseniz; yani "t" derken diliniz üst dişlerinizin hemen arkasına sertçe vuruyorsa onu bu sefer daha gevşekçe ve yumuşakça vurduğunuz takdirde "ts" sesini çıkarabilirsiniz. Pratik şart, duymak lazım.
Yalnız bu sesi, yani "ts" sesini ve dahi "t k p ç" seslerini çıkarırken bir miktar "hhhhhhh" sesi de çıkarmalısınız eş zamanlı olarak. Abartmadan yalnız. Avcunuzu ağzınızın hemencik önüne koyun, "k" deyin, eğer sesi düzgün çıkarıyorken aynı zamanda elinize nefesinizin vurduğunu hissediyorsanız doğru yapıyorsunuz demektir. Ancak abartmayın, flüt çalmıyorsunuz. Kalan sesleri çıkarırken bunun neden önemli olduğunu anlayacaksınız.
Ama önce "q" sesinden bahsedeyim, ve "h' ile ğ" seslerinden. Bizim lehçelerimizde bu ses, Arapça gaf sesine benzer şekilde çıkar, Kürtçe'de de olan boğazsıl q sesini biraz "g" sesine benzetircesine çıkarırsanız, iyi iş çıkardınız demek. Ancak Tiflis'te bu sesi duyduğunuzda insanların boğazlarında ufak patlamalar olduğunu sanabilirsiniz, ya da boğulayazdıklarını. Duymadan anlamanız zor, o yüzden dinledikçe öğrenirsiniz diyeyim, o gırtlaksı gaf sesini daha şiddetli bir şekilde çıkarıyorlar demem yeterli sanıyorum. Keza ğ sesini Paris Fransızcası'ndaki r sesi gibi çıkarırlar, gargara yaparken çıkardığınız ses yani, ama rrrrrrğğğğğğ diye sürekli çıkarmayacaksınız, o Almanca'daki r'ye kaçar. h' sesi de bunun titreşimsiz versiyonudur. Titreşimli-titreşimsiz ses farkını sürekli sss-zzz diyerek anlayabilirsiniz, bunu yaparken elinizi boğazınıza koyun. Z sesinde boğazınız titreşir. Keza, ğ sesini çıkarırken bu titreşimi keserseniz h' sesini elde edersiniz. Bu, Arapça'daki hırıltılı ha'ya karşılık gelir, "iyilik" anlamındaki "khayr" kelimesinde olduğu gibi. Bunu eğer k sesine benzetir gibi ve daha yumuşak/sakin, daha az rahatsız edici şekilde çıkarırsanız lehçelerimizdeki h' seine ulaşırsınız, keza onun titreşimli hali bizim ğ sesimize denk gelir.
" z' " sesi de keza "ts" sesinin titreşimli versiyonudur.
"k' p' t' ç' ts' " sesleri, patlamalı seslerdir. Türkçe "hayıyok" anlamında "ı ıh" derken boğazınızda yaptığınız hareket, patlatmadır. Bu sesleri, yani k p t ç ts 'yi çıkarırken patlatma yaparsanız, bunu şiddetli yaptığınız takdirde st. Gürcüce karşılıklarını çıkarabiliyorsunuz demektir. Biraz daha zoru, bizim lehçelerimizde mevcut. Zira biz bu sesleri yine patlatarak ama daha sakince çıkartıyoruz. Öyle ki g b d c dz ile ayırt etmek yeni duyanlar için zor oluyor, ancak bu seslerin farkı, evet, titreşimli-titreşimsiz mevzusu. düz k p t ç ts seslerinden bir diğer farkı, ki ayırt etmeyi kolaylaştırıyor, bu sesleri (k' p' t' ç' ts') çıkarırken ağzınızdan hava çıkmaması. Deneyin, dinleyin, alışırsınız.
Bizim lehçelerimizde olan/korunan bazı kelimeler st. Gürcüce'de yoktur, keza tam tersi de geçerli. Örneğin orada "diah' " evet demektir, biz onların gayrıresmi durumlarda evet demek için kullandığı "ho" kelimesini kullanırız sadece. Bazı kelime ve ifadeler benzer ama farklı anlamlara gelirler, bazılarının tamamen farklıdır anlamları. Bizim lehçelerimiz modernizasyon sürecinde Türkçe'nin etkisinde kalmışken st. Gürcüce belli oranda Rusça etkisinde şekillenmiştir. Lehçelerimizin bir farkı da kalıp ifadelerden kaynaklanır. Bizde kelimeler ve kalıplar eski manaları korunarak günümüze gelmiştir çoğunlukla, aynısı st. Gürcüce için yer yer söylenemez. Bizde korunan bazı gramer kalıpları mevcuttur st. Gürcüce'de kaybolmuş, keza tam tersi geçerli (Macahel şivesinde şimdiki-geniş-gelecek zaman çekimindeki üçlü ayrım st. Gürcüce'de geniş zamanın şimdiki zaman çekimiyle ifade edilmesiyle ikiye düşer, kronojik açıklamasını bilmiyorum).
Öte yandan ilginç bir şekilde Türkçe'den geçmiş bir kip varmış sanıyorum Düzce Gürcüleri'nin şivelerinde; "modisene" (gelsene) ifadesini "modi" (gel) + "-sene" (Türkçe'deki -sene/-sana) şeklinde türetmişler misal, malesef kaynağı hatırlamıyorum. Keza rahmetli nineme kahverengi ne demek diye sorduğumda bi an hatırlayamayıp "ts'itelimsi" (kırmızımsı) demişti, "ts'iteli" (kırmızı) + "-imsi" (Türkçe'deki -ımsı/-imsi) diye türettiğini çok sonra fark etmiştim. Başka benzeşmeler az da olsa Rusça'dan Gürcüce'ye olacak şekilde orada da gerçekleşmiş sanıyorum.
Kartvelian sub'ında bir sürü kaynak mevcut, ancak gramer için H. Arason'un ve G. Hewitt'in, fiiller için T. Makharoblidze'nin kaynakları altın değerinde haberiniz olsun. Garnett Press'in (2006) Gürcüce-İngilizce sözlüğü de hayli kapsamlı. Hepsine ve daha fazlasına dijital olarak ulaşabilirsiniz. Rusça kaynaklar İngilizce kaynaklardan, onlar da Türkçe kaynaklardan daha fazlalar. Yazıdaki hatalar bana ait, affola.
net'a sakmem gigiqolayos da gigitavos ğmertis nebit; mşvidobit mk'ith'velebo.